Daha önce buradaki yazımda bebeklikte okuma yazmanın temellerini nasıl attığımızdan bahsettim. Buradaki yazıda ise bu temellerin üzerine küçük inşaalardan bir girizgah yaptım. Bu yazımda ise direkt kat çıkarak örneklerle çocuğunuzun okuma yazma yolculuğuna ortaklığın nasıl olabileceğini yazmaya çalışacağım.
Harfleri öğretmek bir çeşit ezber mi? Yani öyle de sayılır. Bizde durum nasıl bilemiyorum ama burada her harfin bir hareketi var. Yani öğrenme hem yazılı hem de aksiyona dayalı oluyor. Buradaki ismi “Jolly Phonics” Çocuk bu hareketleri harfin şekliyle ( onun için hepsi birer şekilden ibaret dedik) kodluyor. Nerede şekli görse onu temsil eden aksiyonu hafızasından çağırıyor ve böylece unutmuyor. Harfi hem görsel olarak şekliyle, aynı zamanda da temsil ettiği sesiyle öğreniyorlar. Bu nedenle şekilsel olarak harften daha önemli olan şey o harfin sesi. Zira bu sesler birleşerek kelimeyi oluşturuyor. Bir örnekle açıklayayım. “-a” sesi İngilizce’de “ant” yani karınca ile bağdaştırılıyor ve çocuk kolunda sanki bir karınca yürüyormuş hareketi yapıyor. “-m” sesi için karnını “mmm” diye ovuşturuyor. “-f” sesi sanki bir balonun sönme sesi gibi ellerini yavaşça birbirine yaklaştırıyor vb. bu şekilde alfabedeki her harfin bir sesi ve sesi de temsil eden, kolay anımsamasını sağlayan bir aksiyonu oluyor.
Sesi yanlış öğrenen çocuk iki sesi birleştirirken araya istenmeyen, genelde-ı/- i sesini eklemiş oluyor. Bir örnekle açıklayalım.”-sa” yı okumasını istiyoruz. “-sss –aaa” diyor. Daha sonra bu sesleri hızlıca birleştirmesini istediğinizde “-sa” diyor. Ama “-sı” ve “-a” olarak öğrenmişse hızlıca da söylense “-sıa” diye çıkıyor. Bu nedenle harfin sesini doğru öğretmek, bunu öğretirken de her yerde hep aynı şekliyle söylemek önem taşıyor. Bunu her zaman okulda öğretmeniyle yapmak zorunda değil evde de pekala pekiştirmesi yapılabilir. O yüzden harflerin temsil ettiği sesleri önce siz iyi öğrenin.” –ç” sesini “-çe” gibi yani harf gibi öğretirseniz yada “-çı” gibi söylenişi kolay bir şekilde öğretirseniz “-ç-i-ç-e-k” sesleri birleşerek çiçeği zor oluşturur. “Çıiçıekı” gibi istenmeyen sesler türer ve burada başarısızlık duygusu da beraberinde gelebilir. Oysaki doğru ses herkesi başarıya elinle sonunda ulaştırır.
Minik minik okumaya başlayan çocuğunuz kitabı okurken bir kelimeyi yanlış okuyorsa; eğer hatasının farkındaysa hiçbir şey söylemeden sayfanın bitmesini bekleyin ve bitince o kelimeye geri dönün. Ama çocuk farkında değilse o an hemen durdurup bu sence anlamlı mı? ya da kulağa doğru geliyor mu? gibi sorarak farketmesini ve o şekilde ilerlemesini sağlayın. Bir kitabın sayfalarını ya da bölümlerini bölüşerek okuyabilirsiniz. Kendinize birer karakter seçerek okumaları canlandırabilirsiniz. Böylece okunması zor olan bölümleri kendiniz okumayı seçerek başarı duygusunu bir miktar daha arttırma şansı yakalayabilirsiniz.
Harfleri alfabetik bir sırayla öğretmeye gerek yoktur. Her çocuk büyük ihtimalle isminin yazılmasına ilgi duyacaktır. Dolayısıyla ismindeki harflerle başlamak çok faydalı olacaktır. Daha sonra ise kelimelerde ne sıklıkla kullanıldığına göre genelde 4’lü harf grupları şeklinde öğretiliyor burada. Buna göre -s,-p,-t ve -a ilk harf grubumuz. Her seferinde tek bir harfi iyice pekiştirene kadar öğretirseniz ve Türkçe’de 29 harf olduğu düşünülürse bu en az 29 hafta yapar ve 6 aydan uzun bir süre sadece harf çalışmış olursunuz muhtemelen de ilk öğrenilenler zayi olur, unutulur. Bu işin doğasına da aykırı olduğu için akışına bırakmakta fayda var. Bir de çocuğunuz okula gidiyorsa okulda öğretilen sıra ile evde pekiştirme yapmanız en uygunu tabii. Bu 4’lü grupla anlamlı anlamsız kelimeler üretmeye çalışıyoruz 2’li, 3’lü olabiliyorsa 4’lü. Çocuğumuzun oluşturmasına izin verdiğimiz gibi oluşmuşunu okumaya ve oluşmuşu parçalara tekrar ayırmaya vesile oluyoruz. Örneğin “-tap” yazdık. Birkaç kelime daha yazıyoruz ve “-tap” ı göstermesini istiyoruz. Bir kere fark ettiğinde bu kez “-t -a –p” ya ayırmasını istiyoruz. Bunu hem sözel olarak hem de aksiyonla makasla kesmek gibi destekliyoruz.
Nasıl renkleri öğretirken evin içinde rengini söylediğimiz bir nesne bulmasını istiyorduk aynı şeyi şimdi sesini çıkardığımız harfle yapmasını isteyeceğiz. Değişen bir şey yok aslında. Oyun çocuğun bildiği oyun, yeni olan şey sesler. Dolayısıyla zor gelmeyeceği gibi eğlenceli geleceğine de neredeyse eminim. Bir dergi ya da gazetede sesini çıkardığımız harfi bulması da sesini çıkardığımız hayvanı resimde bulmasından çok da farklı değil değil mi?
Çocuklar yazıların ve yazmanın insanlarla iletişim kurma yollarından biri olduğunu anladıkları zaman kendi kendilerine bircşeyler çizmeye, bunların yazı olduğunu söylemeye başlarlar. Yazmaya başlamadan önce tahmin edebileceğiniz gibi küçük kaslarını güçlendirmesi gerekir. Bunun için çeşitli sanat malzemeleri ve oyun hamurundan yararlanmak iyi olabilir. İpe boncuk dizmek ve hatta kendi manüple edebileceği bebek evi oyuncakları, bebek giydirip soyma, çiftlik oyuncakları, çivi oyuncakları, legolar ve düğme ilikleme, fermuar çekme gibi öz bakım becerileri de yazmaya güzel zemin hazırlar.
Nokta birleştirme kitaplarıyla yazmanın ilk pratikleri yapılabilir. Tübitak bu konuda 1’den 10’a kadar sayılardan oluşan, oldukça basit ilk nokta birleştirme kitabım şeklinde kitaplar yayınlıyor. Daha sonraki zamanlarda yatay dikey, düz çizgi birleştirme şeklinde olanları da var. Bunlar kalem tutma becerisini geliştirmek adına yapılabilecek şeylerden. Bununla birlikte kreşlerde şablon kullanımı da oldukça yaygın. Harf şablonları değil aksine hayvanlar, taşıtlar vb. şekillerden ibaret olmalı ilk etapta. Daha sonra harf ve sayı şablonları da ilgisini çekecektir. Hayvan şablonlarını Türkiye’de Mothercare ve Imaginarium mağazalarından temin edebilirsiniz. Çizilen şekillerin üstünden geçmek de başka bir aktivite. Çünkü yazmaya başlarken yazılmış harflerin üzerinden, onu takip ederek yazmaya başlanıyor. Daha doğrusu böylesi çok daha kolay oluyor.
Yazmada dikkat etmemiz gereken en önemli şey başından itibaren doğru hareketlerle yazdığına emin olmak. Zira nasıl başlarsa öyle gidiyor. Yazma pratiği yapmanın kalem kağıtsız pek çok alternatifi var. Un ya da pirinç ya da kumda yazmak mesela. Havaya, aynaya, cama yazmak, boyalarla baskı şeklinde yazmak gibi. Fakat yazarken saat yönünde yazması gereken bir harfi saat yönünün tersine yazıyorsa da onu düzeltmeniz çok önemli. Kolayına geldiği gibi yazmak ileride bunu sürdürmesine neden olacaktır.
Başta çocuk kendi harfleriyle ve yanlış yazabilir. Bu durumda onu teşvik etmeye devam edin. Kelimeler arasında boşluk koymasını söyleyebilirsiniz. Yazmada ilerledikçe bu kez sizden yardım istemeye başlayacak o noktada yanlışlarını düzeltmeye başlayabilirsiniz ama başlangıçta bir cümlede bir ya da iki hata düzeltmekten daha fazlasını yapmayın.
Ela aktif olarak yazmaya başlamadı. Türkiye’de halen bizim çocukluğumuzda olduğu gibi mi ya da burada da öyle olur mu bilmiyorum ama sayfalarca aynı harfi ya da kelimeyi yazmak çok yok gibi hissediyorum. Hafta sonları bir sayfa ödev geliyor ve bu da resimli toplamda 3 harften oluşan 4 kelime yazması isteniyor. Bu hafta okul yarı yıl tatiline giriyor ve bir haftalık tatilde yapmaları gereken ödev yine 1 sayfa. Önemli olan yazma işini olabildiğinde sıkıcı olmaktan çıkarmak gerekiyor. Yazdıklarının düzgün bir çizgi üzerinde olması da başlangıç için en son endişenmemiz gereken şeylerden biri elbette. Aynı harfi sayfalarca yazdırmak yerine bir dakika içinde kaç tane yazacağı oyununu oynayabilirsiniz.
Ses ve ses gruplarını öğretirken boş bir defter alıp her sayfasına büyük olarak o sesi yazmanız iyi olabilir. Ara ara açıp hızlıca tekrar edersiniz. Harfleri yazarken alfabetik sıraya değil çocuğun öğrendiği sıraya dikkat ederek yazarsanız onun için de hafızasından çağırması ve takip etmesi daha kolay olacaktır.
Bu işin içine olabildiğince hareket, materyal ve eğlence katın. Her zaman gördüğü objelerden bir liste yapın ve çocuğunuzdan evin içinde bunları bulmalarını isteyin. Bu tarz oyunlara sepet, alışveriş listesi, belki oyuncak paralar vb. birkaç oyuncak ekleyerek daha eğlenceli hale getirebilirsiniz. Hızlı kelime okuma becerisi için küçük kağıtlara yazacağınız kelimelerin üzerinde söylediğiniz kelimenin üzerine atlamasını isteyebilirsiniz. Bu yöntemle çocuğunuza cümle bile kurdurabilirsiniz. “Benim hakkımda her şey” isimli bir kitap yaptırabilirsiniz. Beraber scrapbook yapabilirsiniz. Boş resim defterine bir fotoğraf yapıştırıp, altına birkaç kelime ya da cümle yazdırabilir ve sonrasında beraberce süsleyebilirsiniz. Alışveriş listesi yapabilir listeyi ona yazdırabilir ve markette de eline bir kalem verip aldıklarınızı işaretlemesini isteyebilirsiniz.
Bu anlattığım sistem içinde, tüm bu güzelliklerin yanında İngiltere’de en sevmediğim şey ise halen el yazısı ile başlanması ve devamının da el yazısıyla gelmesi. Geçen gün 3. Sınıf kompozisyonları gördüm. Onlar da el yazısı idi. Okuduğumuz, baktığımız, gördüğümüz her yerde normal yazı kullanılırken çocuklara el yazısı öğretmek akıl alır gibi değil. Çok da zorlanıyor minikler. O kalem ellerinde döne döne bir hal oluyor.
Bu konudaki son yazımı da sonlandırırken yine söylüyorum ben işin uzmanı değilim. Buraya sadece kendi çocuğuma okuma yazma yolculuğunda nasıl yardımcı olduğumu yazmaya çalıştım. Bunu da gerek katıldığım eğitimler gerekse de konu hakkında okuduğum kitaplar ışığında kendi bilgi birikimimi de katarak yaptım ve bir çocuğa okuma yazma öğretiminin farkında olmadan daha bebeklikten başladığının altını çizmeye gayret gösterdim. Hemen belirtmeliyim Türkiye’de böyle “Çocuğunuza okuma yazma öğrenirken nasıl yardımcı olursunuz?” tadında kitaplara hiç rastlamadığım gibi İngiltere için de durum çok iç açıcı değildi. Bulabildiğim kitaplar ise altın değerindeydi. Bu nedenle bu yazıyı yazmak istedim. Bir kaynak olmasını ümidederim.
Keyifli okumalar.